DÖRTLÜĞÜN DÜZ YAZIYA ÇEVRİLMİŞ HALİ
Yalnız senin gezdiğin bahçelerde açmaz rengarenk mis kokulu çiçekler.Bizim diyar gibi vatanımız da binbir baharları saklar.Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi doğru yola çek ama dağda gezmeye alışkın ayaklar, düz caddede incinmeye başlar. Gezersin yüzyıllık bir mabedin içini ama kubessinde ince bir mozayik ararsın ya...Biz duvarda bir sülüs yazısı görsek sarar bizim heryerimizi hatta bir parça yeşil çiniyi görmek bize mutluluk verir. Sen dansına dalarken için titrer,sanki ses teli gibi derinden. Rengarenk çiçekli bir sahnede kardan beyaz bir kelek, bizim de kalbimizi ruhunu kımıldatır yerinden.Bize hayran bıraktırır, toprağa dağ gibi sağlam diz vuruşu binlerce Efe'lerin . Fırtınayı andıran yükselen müzik sesleri duyunca senin sinirlerine bir ürperiş getirir ama bizde ıstırap çekenlerin nfeslerinden çıkan acıklı sözler en hazın bir musiki yerine geçer. Sen anlayan bir gözle incelersin, uzun uzun. Bakarsın yabancı bir şehirde bir kadının heykeline, ince ince.Biz, görünce yorulmadan çalışan köylünün en büyük ruhumuzun zevkini duyarız. Bizim kendi san' atımızdan başka san'at bilmeyiz ve dimdik sağlam bir dağ gibi karşımızda dururken.Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken yazılmamış destanımızdır Anadolu' muz. Öyleyse sana uğurlar olsun... ayrılıyor yolumuz.
Yorumlar
Yorum Gönder